to penetrate; to affect deeply; as, to pierce a mystery

listen to the pronunciation of to penetrate; to affect deeply; as, to pierce a mystery
English - Turkish

Definition of to penetrate; to affect deeply; as, to pierce a mystery in English Turkish dictionary

pierce
{f} delmek
pierce
{f} delip geçmek
pierce
oymak
pierce
sivriltmek
pierce
del

Tom sol kulağını deldirdi. - Tom got his left ear pierced.

Tom'un delinmiş bir kulağı var. - Tom has a pierced ear.

pierce
içyüzüne vâkıf olmak
pierce
{f} işlemek
pierce
{f} içine işlemek, nüfuz etmek
pierce
{f} içinden geçmek
pierce
{f} delik açmak
pierce
sırrını anlamak
pierce
tesir etmek
pierce
{f} nüfuz etmek
English - English
pierce
to penetrate; to affect deeply; as, to pierce a mystery
Favorites