Linda müzik dinlemek için parka gitti.
- Linda went to the park to listen to the music.
Sesi dinlemek için hoş.
- Her voice is pleasant to listen to.
Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
- I listened, but I didn't hear anything.
Klasik müzik dinlemeyi severim.
- I like to listen to classical music.
Tom Mary'nin söylediklerine dikkat etmek zorunda değil.
- Tom doesn't have to pay attention to what Mary says.
Trafik ışıklarına dikkat etmek zorundayız.
- We must pay attention to the traffic light.
O, öğretmene hiç kulak vermez.
- He never listens to the teacher.
Baylar bayanlar, görüşüme kulak vermenizi istiyorum.
- Ladies and gentlemen, I would like you to listen to my opinion.
Radyo dinlemek hoşuma gidiyor.
- I like listening to the radio.
Radyo dinlemek ister misin?
- Do you want to listen to the radio?
Konuştum ama hiç kimse beni dinlemedi.
- I did speak, but no one listened to me.
Çocuklar masal dinlemeyi sever.
- The children love listening to fairy tales.
I like to listen to music.