to pay a debt or bill or account

listen to the pronunciation of to pay a debt or bill or account
English - Turkish

Definition of to pay a debt or bill or account in English Turkish dictionary

settle
{f} yerleşmek

O yerleşmek ve çocuk sahibi olmak istiyor. - She wants to settle down and have children.

O, Arkhangelsk'te onunla yerleşmek istiyordu. - She wanted to settle down with him in Arkhangelsk.

settle
karara varmak
settle
(İnşaat) çökme
settle
{i} tahta kanape
pay a debt
tediye etmek
pay a debt
borç ödemek
settle
göstermek
settle
(Kanun) takas etmek
settle
binada tasman meydana gelmek
settle
(Arılık) salkım oluşturmak
settle
tahta kanepe
settle
yatışmak
settle
{f} ödemek

Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu. - A freezing beggar was brought into the hospital for treatment. However, he didn't have even one cent with which to settle the bill.

settle
yerleş

Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır. - Tom is ready to settle down and start a family.

Hintliler yerleşimcilere yemek verdi. - The Indians gave the settlers food.

settle
(isim) tahta kanape, bank, sıra
settle
{f} (bir şeyi) (bir yere) oturtmak; -e
settle
{f} yatıştırmak
settle
{i} sıra
settle
{f} hafiflemek
settle
{f} dibe oturmak
settle
{f} anlaşmak
settle
{f} konmak
English - English
settle
pay a debt
honor a debt
to pay a debt or bill or account

    Hyphenation

    to pay a debt or bill or ac·count

    Turkish pronunciation

    tı pey ı det ır bîl ır ıkaunt

    Pronunciation

    /tə ˈpā ə ˈdet ər ˈbəl ər əˈkount/ /tə ˈpeɪ ə ˈdɛt ɜr ˈbɪl ɜr əˈkaʊnt/
Favorites