Tom hiç tereddüt etmedi. - Tom didn't hesitate at all.
Tom hiç tereddüt etmedi.
Tom didn't hesitate at all.
Yağmur yağdığı için, Nancy dışarı çıkmaya tereddüt etti. - Since it was raining, Nancy hesitated to go out.
Yağmur yağdığı için, Nancy dışarı çıkmaya tereddüt etti.
Since it was raining, Nancy hesitated to go out.