to pass a pathogen through a hosts or media

listen to the pronunciation of to pass a pathogen through a hosts or media
English - Turkish

Definition of to pass a pathogen through a hosts or media in English Turkish dictionary

passage
geçiş

Burada büyük araçlar için geçiş yoktur. - There is no passage for big vehicles here.

Bu denize doğru geçiştir. - This is the passage to the sea.

passage
geçit

Gizli bir geçit bulduk. - We discovered a secret passageway.

Solda gizli bir geçit var. - There's a secret passage on the left.

passage
geçme
passage
parça

Bu parçayı okuyup Japonca'ya çevir. - Read this passage and translate it into Japanese.

Aşağıdaki parça iyi bilinen bir fabldan bir alıntıdır. - The following passage is a quotation from a well-known fable.

passage
{i} yolculuk
passage
{i} akış
passage
{i} koridor, dehliz
passage
tarik
passage
{i} kanal
passage
bir tasarının kabul edilip yürürlüğe girmesi
passage
{i} gemi
passage
(Tekstil) geçiş, pasaj
passage
seyahat
passage
yol

Gizli bir geçit yoluyla kaçtılar. - They fled through a secret passageway.

passage
geçit,pasaj
passage
{i} geçme, gitme
passage
geçiş hakkı
passage
(isim) geçit, pasaj, dehliz, koridor [brit.], parça, kanal, geçme, geçiş, akış, yolculuk (uçak, gemi), bağırsakların çalışması
passage
{i} dehliz
passage
{i} koridor [brit.]
English - English
passage

After 24 hours, the culture was passaged to an agar plate.

to pass a pathogen through a hosts or media

    Hyphenation

    to pass a path·o·gen through a hosts or Me·di·a

    Turkish pronunciation

    tı päs ı päthıcın thru ı hōs ır midiı

    Pronunciation

    /tə ˈpas ə ˈpaᴛʜəʤən ˈᴛʜro͞o ə ˈhōs ər ˈmēdēə/ /tə ˈpæs ə ˈpæθəʤən ˈθruː ə ˈhoʊs ɜr ˈmiːdiːə/
Favorites