to part; to divide; to separate

listen to the pronunciation of to part; to divide; to separate
English - Turkish

Definition of to part; to divide; to separate in English Turkish dictionary

depart
{f} gitmek

Çim'de, hareket istasyonuna gitmek ve tren biletleri orada almak zorundasın. - In China, you have to go to the departure station and buy train tickets there.

O, Avustralya'ya gitmek için yola çıktı. - He departed for Australia.

depart
uzaklaşmak
depart
dönmek
depart
(from ile) sapmak
depart
kalkmak
depart
ayrıl

Ayrılışını niçin ertelediğini biliyor musun? - Do you know why he put off his departure?

Kapı ayrılmadan 20 dakika önce kapatılır. - Gate closes 20 minutes before departure.

depart
{f} ölmek
depart
göçmek vefat etmek
depart
{f} caymak
depart
(Mukavele) +from: sapmak, ayrılmak
depart
bir yeri terketmek
depart
(fiil) yola çıkmak, ayrılmak, gitmek; yolundan sapmak; caymak; ölmek
depart
{f} hareket etmek, kalkmak: At what time does the bus depart? Otobüs saat kaçta kalkıyor?
depart
{f} ayrılmak
depart
{f} yolundan sapmak
depart
{f} ölmek, vefat etmek. 4
English - English
depart
to part; to divide; to separate
Favorites