to occupy fully, to take up all of

listen to the pronunciation of to occupy fully, to take up all of
English - Turkish

Definition of to occupy fully, to take up all of in English Turkish dictionary

fill
doldurmak

Öyleyse sadece bu kartı doldurmak zorundasın. - Then you just have to fill out this card.

Bu başvuru formunu Fransızca doldurmak zorunda mıyım? - Do I have to fill out this application form in French?

fill
{i} dolduracak miktar
fill
yayılmak
fill
bürümek
fill
(Havacılık) atkı
fill
karşılamak
fill
yapmak
fill
doyurmak
fill
kaplamak
fill
{f} doldur

Bu sicil kartını doldurun lütfen. - Fill out this registration card, please.

Bu vazoyu suyla doldurdu. - She filled this vase with water.

fill
icra etmek
fill
istiap haddi
fill
ek
fill
{f} şişmek
fill
(isim) dolduracak miktar, dolusu, doyma, doyumluk
fill
(fiil) doldurmak, şişirmek, doyurmak, dolgu yapmak, dolmak, şişmek
fill
{f} dolmak
fill
hazırlamak dolumluk
English - English
fill

And now that I have given the one chapter to the theme that so filled my heart, and so often made it ache and ache again, I pass on, unhindered, to the event that had impended over me longer yet .

to occupy fully, to take up all of
Favorites