to occupy; as, to employ time in study

listen to the pronunciation of to occupy; as, to employ time in study
English - Turkish

Definition of to occupy; as, to employ time in study in English Turkish dictionary

employ
çalıştırmak

Bu hanımefendi kaç hizmetçi çalıştırmak istiyor? - How many maids does that lady want to employ?

Küçük bir şirket 50 kişi çalıştırmaktadır. - A small company employs 50 people.

employ
{f} görevlendirmek
employ
{f} kullanmak
employ
meşgul etmek
employ
sağlamak
employ
işveren

İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler. - Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.

Bazı işverenler, hapishaneden yeni çıkmış insanları işe almaya isteksizdirler. - Some employers are reluctant to take on people who have recently been released from jail.

employ
(Ticaret) işvermek
employ
işe kabul etmek
employ
iş verme

Şirket tam gün çalışan 22 personele iş vermektedir. - The company employs 22 full-time staff.

employ
işe yerleştirmek
employ
iş vermek

Şirket tam gün çalışan 22 personele iş vermektedir. - The company employs 22 full-time staff.

employ
istihdam olunabilir
employ
(Askeri) KULLANMAK, MEŞGUL ETMEK, İSTİHDAM ETMEK
employ
(fiil) çalıştırmak, görevlendirmek, iş vermek, kullanmak, harcamak, meşgul etmek
employ
sarfetmek
employ
memur etmek
employ
{f} bir hizmet veya işte kullanmak, istihdam etmek. i
English - English
employ
to occupy; as, to employ time in study
Favorites