Herkes ayarlamak zorunda.
- Everyone has to adjust.
John'un yaptığı gibi bu cihazı ayarlamak için hiç kimsenin yeterli bilgisi yok.
- Nobody has enough knowledge to adjust this equipment like John did.
Sık sık söylenildiği gibi kendini yeni bir çevreye uydurmak zordur.
- As is often said, it is difficult to adjust yourself to a new environment.
Onu uygun hale getirmek için tablonun yüksekliğini değiştirmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to modify the height of the table to make it fit.
Onu uygun hale getirmek için tablonun yüksekliğini değiştirmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to modify the height of the table to make it fit.
LASIK, kornea yüzeyini düzeltmek için kullanılan bir lazerdir.
- In LASIK, a laser is used to adjust the surface of the cornea.
LASIK, kornea yüzeyini düzeltmek için kullanılan bir lazerdir.
- In LASIK, a laser is used to adjust the surface of the cornea.
Herhangi bir düzenleme yapmadım.
- I didn't make any adjustments.
... >>Doctorow: Are you saying that if you modify the firmware, or if you modify the firmware ...
... modify a short story. ...