to meet with

listen to the pronunciation of to meet with
English - Turkish
uğramak
karşılaşmak
ile görüşmek
görüşmek

Tom meseleyi görüşmek için seninle buluşmak istiyor. - Tom wants to meet with you to discuss the matter.

Tom benimle görüşmek istiyor. - Tom wants to meet with me.

ile karşılaşmak
karşılaş

Annen sana bir şey öğretmedi mi? Korkunç biriyle karşılaştığında cüzdanını koru ve kıçını! - Didn't your mother teach you anything? When you meet with scary people always protect your wallet and your arsehole!

Öneriniz önemli dirençle karşılaşacaktır. - Your proposal will meet with significant resistance.

bump into; win; receive, get
içine iterek, kazanmak;, olsun almak
rencounter
müsabaka
rencounter
beklenmedik karşılaşma
rencounter
tartışma
rencounter
rastlama
rencounter
çarpışma
rencounter
düello
rencounter
karşılaşmak
rencounter
rast gelmek
English - English
{v} rencounter
To answer (something) with; to respond to (something) with

ergative The proposal met with stiff opposition.

To have a meeting with (someone)
To encounter; to experience

The proposal met with stiff opposition.

To strike (something)

His face met with a punch harder that a punch should be.

To contact or touch (something)

The baseboard met with the chimney stones very crudely.

bump into; win; receive, get
to meet with
Favorites