Tom sadece Mary'yi etkilemek için yaptı.
- Tom did it just to impress Mary.
Herkesi etkilemek istiyorum.
- I want to impress everyone.
Manzaradan derinden etkilendim.
- I was deeply impressed by the scenery.
Adayı her ziyaret edişimde, doğanın güzelliğinden etkilendim.
- Whenever I visited the island, I was impressed with the beauty of nature.
We impressed our footprints in the wet cement.