O, Amerika'nın Deniz Harp Okulunun başkanıydı.
- He was head of America's Naval War College.
O, 1941'de, savaş patlak verdiğinde Avrupa'dan evine döndü.
- He returned home from Europe in 1941, when the war broke out.
Gerhard Schröder, II. Dünya Savaşı boyunca yaşamayan ilk şansölyedir.
- Gerhard Schroeder is the first German chancellor not to have lived through World War II.
Eisenhower, savaşı sona erdirmek için mücadele etti.
- Eisenhower had campaigned to end the war.
Japonyanın savaş sırasında açlığa karşı sürekli bir mücadele verdiğini söyleyebiliriz.
- We can say that Japan was fighting a constant battle against hunger during the war.
Bush Orta Asya petrolünü kontrol etmek için savaşmak istemiyor.
- Bush doesn't want to make wars in order to control Central Asian oil.
Savaşmak istiyorsa bir savaşı var.
- If she wants a war, she's got a war.
İslam ve batı arasındaki ilişki yüzyıllar süren birliktelik ve ortak çalışma fakat aynı zamanda çatışma ve din savaşları içermektedir.
- The relationship between Islam and the West includes centuries of co-existence and cooperation, but also conflict and religious wars.
Biri birçok çatışmayı kazanabilir ama savaşı kaybedebilir.
- One can win several battles but lose the war.