Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to make thin, attenuate, rarefy

listen to the pronunciation of to make thin, attenuate, rarefy
English - Turkish

Definition of to make thin, attenuate, rarefy in English Turkish dictionary

thin
güçsüz

Düşündüğün kadar güçsüz değilim. - I'm not as weak as you think I am.

İnsanların senin güçsüz olduğunu düşünmesini istiyor musun? - Do you want people to think you're weak?

thin
{f} seyrekleşmek
thin
zayıflık

Tom asla hatalı olduğunu kabul etmez, çünkü onun bir zayıflık işareti olduğunu düşünür. - Tom never admits that he's wrong, because he thinks that's a sign of weakness.

thin
algın

Soğuk algınlığına yakalanmış olabileceğimi düşünüyorum. - I think I might've caught a cold.

Tom bu ilacı alırsa soğuk algınlığından kurtulabileceğini söylüyor. - Tom thinks he can get rid of his cold if he takes this medicine.

thin
cansız

Onların cansız olduklarını düşünüyor musun? - Do you think they're dead?

thin
nahif
thin
rakik
thin
ayırmak
thin
inceltmek
thin
arık
thin
sudan

Su her şeyin anasıdır; her şey sudan gelir, ve suya döner. - Water is the principle of all things; all comes from water, and to water all returns.

Bu bütün bir şey sudan bir mazeretti. - This whole thing was a lame excuse.

thin
seyrekleştirmek
thin
seyrek/ince
thin
(typeface) İnce
thin
ince,v.incelt: adj.ince
thin
{s} zayıf, kuru; sıska
thin
{s} fazlasıyla ince, içine su katılmış gibi (sıvı)
English - English
{v} thin
to make thin, attenuate, rarefy
Favorites