Dolabın zaten tıka basa dolu. Başka bir yerde aldığın yeni giysiler için yer açmak zorunda kalacaksın.
- Your closet is already packed. You will have to make room for the new clothes you bought somewhere else.
Bir süpermarkete yer açmak için eski evler yıkıldı.
- The old houses were torn down to make room for a supermarket.