Tüm delegeler, onu onaylamak için oy verdi.
- All the delegates voted to approve it.
İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı.
- The Senate acted quickly to approve the treaty with Britain.
Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.
- Both houses of Congress approved Jefferson's proposal.
Babam, evliliğimi asla onaylamayacak.
- Father will never approve of my marriage.
Ben kararı tasvip etmiyorum.
- I don't approve your decision.
Bazı insanlar profesyonel beyzbolü tasvip etmiyor.
- Some people don't approve of professional baseball.