to make or fabricate; to invent; to originate; as, to coin a word

listen to the pronunciation of to make or fabricate; to invent; to originate; as, to coin a word
English - Turkish

Definition of to make or fabricate; to invent; to originate; as, to coin a word in English Turkish dictionary

word-self">coin
madeni para

Masanın altına madeni para yuvarlandı. - A coin rolled under the desk.

Hobim madeni paralar toplamaktır. - My hobby is collecting coins.

word-self">coin
sikke

Tom arka kapının hemen dışında eski bir sikke buldu. - Tom found an old coin just outside the back door.

Tom bahçede çok eski bir sikke buldu. - Tom found a very old coin in the garden.

word-self">coin
{f} deyim bulmak
word-self">coin
{f} para kazanmak
word-self">coin
coin a phrase bir söz icat etmek
word-self">coin
{i} para

Zaman hayatınızın parasıdır. Onu harcayın. Başkalarının sizin için harcamasına izin vermeyin. - Time is the coin of your life. You spend it. Do not allow others to spend it for you.

Güçsüz bir prens olan Eric Danimarkalılar arasında büyük hoşnutsuzluğa sebep olan kötü bir para sistemi çıkardı. - Eric who was a weak prince issued a bad coinage which excited great discontent among the Danes.

word-self">coin
{i} jeton
word-self">coin
akça
word-self">coin
akçe

Ak akçe kara gün içindir. - A white coin is for a black day.

word-self">coin
icad etmek
word-self">coin
(sözcük/vb.) uydurmak
word-self">coin
para basmak
word-self">coin
{f} para bas
word-self">coin
{i} bozuk para

Bir nikel beş kuruş değerinde bozuk paradır. - A nickel is a five-cent coin.

Tom dilencinin kabına bir bozuk para koydu. - Tom dropped a coin into the beggar's cup.

word-self">coin
{i} demir para

Tom kutuya bazı demir paralar koydu. - Tom put some coins in the box.

word-self">coin
açı

Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu. - Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.

word-self">coin
(isim) madeni para, bozuk para, bozukluk, demir para, para, sikke
word-self">coin
coin money kısa zamanda servet yapmak
word-self">coin
(fiil) para basmak, para bastırmak, para kazanmak; sözcük uydurmak, deyim bulmak
English - English
coin
to make or fabricate; to invent; to originate; as, to coin a word
Favorites