to make love; to snog; to intently kiss or cuddle

listen to the pronunciation of to make love; to snog; to intently kiss or cuddle
English - Turkish

Definition of to make love; to snog; to intently kiss or cuddle in English Turkish dictionary

neck
(Mühendislik) boyun

Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı. - Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.

O bağırdığında onun boyun damarları açıkça görünüyordu. - When he shouted, the veins in his neck stood out clearly.

neck
sarılmak
neck
berzah
neck
sarmaş dolaş öpüşmek
neck
kıstak
neck
yaka

Kediyi boynundan yakaladım. - I seized the cat by the neck.

Dedektiflerden biri onu boynundan yakaladı. - One of the detectives seized him by the neck.

neck
dil
neck
giysi boynu
neck
azami gayr
neck
{i} (elbisede) yaka
neck
boyun gibi şey
neck
(Tıp) Boyun, cervix
neck
iki kara parçasını birleştiren dil
neck
break ones neck boynu kırılmak
neck
{i} (şişede) boyun, boğaz
neck
{f} sarmaş dolaş olmak [amer.]
neck
keman sapı
English - English
neck

Alan and Betty were necking in the back of a car when Betty's dad caught them.