Kadınlara yardımcı olmayı sürdürmek istiyorum.
- I want to continue to help women.
Devam etmekten başka seçeneğimiz yok.
- We have no options but to continue.
Gezisine gizlice devam etmek zorunda kaldı.
- He had to continue his trip in secret.
Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
- Prices will continue to rise.
Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.
- Prices continue to climb.
Adli tıp uzmanları ve cinayet masası dedektifleri, güvenlik çemberine alınmış yerde ve çevresinde çalışmalarını sürdürdüler.
- Forensics officers and criminal investigations detectives continued to work at the cordoned-off unit and its surrounds.
Tom o kabul ettiği sürece desteğini sürdürmeye kararlıydı.
- Tom was determined to continue his support for as long as it took.
Can you account him wise or discreet that would willingly have his health, and yet will do nothing that should procure or continue it?.