Zaman büyük bir şifacı ama kötü bir güzellikçidir.
- Time is a great healer, but a poor beautician.
Tom bir inanç şifacısı.
- Tom is a faith healer.
Onun kırık bacağı henüz iyileşmedi.
- Her broken leg has not healed yet.
Tom'un kırık kolunun iyileşmesi birkaç hafta sürdü.
- Tom's broken arm took several weeks to heal.
Zaman bütün yaraları iyileştirir.
- Time heals all wounds.
Zaman her şeyi iyileştirir.
- Time heals everything.
Kalp yaralarını iyileştirmek zaman alır.
- Healing the wounds of the heart takes time.
Bir boşanmadan iyileşmek zaman alır.
- It takes time to heal from a divorce.
This band-aid will heal your cut.