Bu cümleyi çevirmek istemiyorum.
- I don't want to translate this sentence.
Bir şiiri diğer bir dile çevirmek zordur.
- It is difficult to translate a poem into another language.
O tezi tercüme etmek için en azından üç güne ihtiyacım olacak.
- I'll need at least three days to translate that thesis.
Bu kitabı tercüme etmek için ne kadar süreye ihtiyacı var?
- How much time does she need to translate this book?
Eğer sen şu çeviri yapmaktan hoşlanan kişilerden biriysen, Tatoeba senin için uygun bir yer.
- If you are one of those who love to translate, Tatoeba is the right place for you.
Bize yardım etmek için en iyi yollardan biri bildiğin yabancı bir dilden kendi ana diline ya da bildiğin en iyi dile çeviri yapmaktır.
- One of the best ways to help us is to translate from a foreign language you know into your own native language or strongest language.
Mary'nin cümleleri çevrilmek için kolay ve anlaşılırdır.
- Mary's sentences are clear and easy to translate.
Bu cümle hâlâ çevrilmek zorunda.
- This sentence has yet to be translated.
O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.
- She would sooner translate sentences on Tatoeba than chat with me.
Onlar metni tercüme ettiler.
- They translated the text.
İngilizceden Japoncaya kelimesi kelimesine çeviri yapmayın.
- Don't translate English into Japanese word for word.
Lütfen Tatoeba'da cümleyi cümle için çevirin.
- Please translate sentence for sentence in Tatoeba.