to make a return in words or writing; to respond; to answer

listen to the pronunciation of to make a return in words or writing; to respond; to answer
English - Turkish

Definition of to make a return in words or writing; to respond; to answer in English Turkish dictionary

reply
{i} cevap

Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz. - Please write me a reply soon.

Tom nasıl cevap vereceğini bilmiyordu. - Tom didn't know how to reply.

reply
{i} yanıt

Yanıtınız için teşekkür ederim. - Thank you for your reply.

Onun mektubunu hemen yanıtlamayı planlıyorum. - I plan to reply to his letter right away.

reply
(Askeri) CEVAP: Bir parolaya verilen cevap. Ayrıca bakınız: "challenge"; "countersign"; "password"
reply
{i} cevaba cevap
reply
(Askeri) parolaya verilen cevap
reply
karşılık

Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi. - Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply.

reply
yanıt vermek
reply
yanıtlamak cevap vermek
reply
{f} (to) (-e) cevap/yanıt/karşılık vermek; to -i cevaplamak/yanıtlamak
reply
(Askeri) (AFTER CHALLENGING) KARŞI CEVAP (PAROLA SORULDUKTAN SONRA): Parolayı soran bir şahsın, parolayı aldıktan sonra, parola sorulan şahsa veya postaya kendisini tanıtmak için kullandığı gizli bir kelime veya özel bir ses. Ayrıca bakınız: "challenge and reply"
reply
(Bilgisayar) yanıtla

Onun mektubunu hemen yanıtlamayı planlıyorum. - I plan to reply to his letter right away.

Bu mektubu yanıtlamak zorundayım. - I have to reply to this letter.

reply
{f} yanıt ver

Parola Dağ dır. Birisi dağ diyorsa, siz nehir diye yanıt verin. - The password is Mountain. If someone says Mountain, you reply River.

Bunu okuyup anladığın zaman bana yalnızca posta yoluyla yanıt ver. - Reply me via mail only when you read and understand this.

reply
cevapla

Onun mektubunu cevaplamayı unutma. - Don't forget to reply to her letter.

Onun mektubunu cevaplamalı mıyım? - Should I reply to his letter?

reply
(fiil) cevap vermek, yanıtlamak, karşılık vermek, cevaba cevapla karşılık vermek
reply
{f} cevaba cevapla karşılık vermek
reply
{f} cevap vermek

O, cevap vermek için çok fazla sinirli olduğu için yere baktı. - Being too nervous to reply, he stared at the floor.

İstemiyorsan cevap vermek zorunda değilsin. - If you don't want to reply, you don't have to.

reply
mukabele etmek
reply
{f} karşılık vermek
English - English
reply
to make a return in words or writing; to respond; to answer
Favorites