to make a journey; as, to tour throughout a country

listen to the pronunciation of to make a journey; as, to tour throughout a country
English - Turkish

Definition of to make a journey; as, to tour throughout a country in English Turkish dictionary

tour
{f} gezmek
tour
{i} tur

Grup, gelecek turla ilgili çok heyecanlı. - The band are very excited about their upcoming tour.

Bir sonraki rehberli tur saat kaçta? - When is the next guided tour?

tour
gezi

Seni bir geziye çıkaracağım. - I'm going to take you on a tour.

Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı? - Do you have any sightseeing tours of this town?

tour
{i} turne

Grubumuz önümüzdeki üç ay boyunca turnede olacak. - Our band will be on tour for the next three months.

tour
(Turizm) birkaç yere uğayan gezi
tour
dolaşmak
tour
{f} gez

Tom bana evini gezdirdi. - Tom gave me a tour of his house.

Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı? - Do you have any sightseeing tours of this town?

tour
{i} nöbet
tour
tüme
tour
{f} tur yapmak
tour
{f} turneye çıkmak
tour
{i} tur; dolaşma
English - English
tour
to make a journey; as, to tour throughout a country
Favorites