Ölü bir adamın anısına bir anıt kurmak için bir fon başlatıldı.
- A fund was launched to set up a monument in memory of the dead man.
Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız.
- We have to pick a place to set up the tent.
Bir toplantı düzenledim.
- I've set up a meeting.
Tom bir buluşma düzenlemek istiyor.
- Tom wants to set up a meeting.
Tom Mary için bir websitesi kurdu.
- Tom set up a website for Mary.
Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.
- The University Administration decided to set up a branch campus in New York.
Tom yeni bir iş kurmasına yardım etmem için Boston'a gelmemi istiyor.
- Tom wants me to come to Boston to help him set up a new business.
Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
- It took us half an hour to set up the tent.
M. Robespierre looked at me sideways and smiled and said to Madame, ‘You're a young lady after my own heart.’ This set her up for the day.