Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız.
- We have to pick a place to set up the tent.
Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
- It took us half an hour to set up the tent.
Pazartesi için neden bir toplantı düzenlemiyoruz?
- Why don't we set up a meeting for Monday.
Bir toplantı düzenledim.
- I've set up a meeting.
Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.
- A committee has been set up to investigate the problem.
Tom Mary için bir websitesi kurdu.
- Tom set up a website for Mary.
Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir.
- Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.
Tom yeni bir iş kurmasına yardım etmem için Boston'a gelmemi istiyor.
- Tom wants me to come to Boston to help him set up a new business.
M. Robespierre looked at me sideways and smiled and said to Madame, ‘You're a young lady after my own heart.’ This set her up for the day.