English - Turkish
Definition of to maintain; to preserve; to prevent from deteriorating in English Turkish dictionary
- keep up
- yukarda tut
- keep up
- sürdürmek
Sadece evet ve hayır diyen biriyle bir konuşmayı sürdürmek zor.
-It is difficult to keep up a conversation with someone who only says yes and no.
- keep up
- idame etmek
- keep up
- yetişmek
Onlara yetişmek için yeterince hızlı koşamadım.
-I couldn't run fast enough to keep up with them.
Ona yetişmek için çok çalışmalıyım.
-I must study hard in order to keep up with him.
- keep up
- seviyesine ulaşmak
- keep up
- yukarıda tutmak
- keep up
- bakımını sağlamak
- keep up
- yukarda tutmak
- keep up
- su üstünde tutmak
- keep up
- devam ettirmek
- keep up
- (deyim) neşeli ve canlı kalmak
- keep up
- devam etmek
Tom'la devam etmek zor.
-It's hard to keep up with Tom.
- keep up
- yüksek tutmak
- keep up
- (deyim) (hava) degismeden kalmak,devam etmek
- keep up
- geçindirmek
Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.
-It takes a lot of money to keep up such a big house.
- keep up
- yüksekte tutmak
- keep up
- bozmamak
Related Terms
English - English
Definition of to maintain; to preserve; to prevent from deteriorating in English English dictionary
- keep up
The NRA is pumping groundwater into the River Itchen in Hampshire to keep up its flow and is trying to save three streams, the Tong, the Little Stour and the Dour from going dry this summer.
to maintain; to preserve; to prevent from deteriorating
Hyphenation
to maintain; to preserve; to pre·vent from de·te·ri·o·rat·ingPronunciation
Resimler
Favorites