O, unutmak için içtiğini söylüyor.
- He says he drinks to forget.
Sadako onu unutmak istedi.
- Sadako wanted to forget about it.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please don't forget to post the letters.
Mektubu göndermeyi unutma.
- Don't forget to send the letter.