to loot or plunder by force, especially in time of war

listen to the pronunciation of to loot or plunder by force, especially in time of war
English - Turkish

Definition of to loot or plunder by force, especially in time of war in English Turkish dictionary

pillage
yağma etmek
pillage
yağmalamak
pillage
yağma

Hunlar köyü yağmaladılar ve onu yakıp kül ettiler. - The Huns pillaged the village and burned it to the ground.

Sami ve Leyla, Ferit'in evini yağmaladı. - Sami and Layla pillaged Farid's house.

pillage
{f} talan et
pillage
talan etmek, yağma etmek, soymak, ganimet olarak almak
pillage
yağma, çapul, talan
pillage
çapul mali, ganimet
pillage
{i} yağma, talan
pillage
{i} soygun
pillage
çapul malı
pillage
{i} yağmacılık
pillage
yağmala

Barbarla saldırdı ve şehrimizi yağmaladı. - The barbarians raped and pillaged our city.

Sami ve Leyla, Ferit'in evini yağmaladı. - Sami and Layla pillaged Farid's house.

pillage
(fiil) yağmalamak, talan etmek, ganimet olarak almak
pillage
(isim) soygun, yağma, soygunculuk, talan, yağmacılık, ganimet
pillage
{f} talan etmek
pillage
{i} soygunculuk
English - English
pillage
to loot or plunder by force, especially in time of war
Favorites