Onların işi başkana tavsiyede bulunmak.
- Their job is to advise the president.
George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti.
- George was so tired that his doctor advised him to take better care of himself.
Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
- My brother advised me to stop smoking.
Aşağıdaki fiyat indirimleri ile ilgili sana nasihat etmek istiyoruz.
- We wish to advise you of the following price reductions.
when that villain he auiz'd, which late / Affrighted had the fairest Florimell, / Full of fiers fury, and indignant hate, / To him he turned .