to look at, watch; to see

listen to the pronunciation of to look at, watch; to see
English - Turkish

Definition of to look at, watch; to see in English Turkish dictionary

advise
{f} tic. bildirmek. ill-advised
advise
salık vermek
advise
nasihat vermek
advise
tavsiyede bulunmak

Onların işi başkana tavsiyede bulunmak. - Their job is to advise the president.

advise
bildirmek
advise
tavsiye et

George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti. - George was so tired that his doctor advised him to take better care of himself.

Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti. - My brother advised me to stop smoking.

advise
tavsiye etmek
advise
{f} öğüt vermek
advise
{f} nasihat etmek

Aşağıdaki fiyat indirimleri ile ilgili sana nasihat etmek istiyoruz. - We wish to advise you of the following price reductions.

advise
{f} öğütlemek
advise
{f} fikir vermek
advise
akıllı
advise
tedbirsiz well tedbirli
advise
haber veya bilgi vermek
advise
öğüt veya nasihat vermek
advise
akıl öğretmek
advise
(fiil) öğüt vermek, nasihat etmek, öğütlemek, tavsiye etmek, akıl vermek, fikir vermek, haber vermek, bildirmek, uyarmak
English - English
advise

when that villain he auiz'd, which late / Affrighted had the fairest Florimell, / Full of fiers fury, and indignant hate, / To him he turned .

to look at, watch; to see
Favorites