Sen yokken evine göz kulak olmak için elimden geleni yapacağım.
- I'll try my best to look after your house while you're away.
Tom annesine göz kulak olmak zorunda.
- Tom has to look after his mother.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
Kış havasında araba kullanırken önemli ölçüde özen, tavsiye olunur.
- Considerable care is advised when driving in winter weather.
Çocuklara bakmak için yardım edebilir misin?
- Can you help look after the kids?
Çocuklara bakmak zorunda kaldım.
- I had to look after the children.
Tom mutlu ve kaygısızdı.
- Tom was happy and carefree.
Annem, kaygısız, neşeli ve iyi huyludur.
- My mother is carefree, cheerful and good-natured.
Sen alışverişe giderken ben çocuklara bakarım.
- I'll look after the children while you go shopping.
Zaman zaman çocuklara bakmalısın.
- You should look after the children from time to time.
İyi bir işçi her zaman aletleriyle ilgilenir.
- A good workman always takes care of his tools.
Bebekle kim ilgilenecek?
- Who will take care of the baby?
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.
- I wonder if you have ever really cared for me.
Tom ve benim kendimize bakabilip bakamayacağımızı merak ediyorum.
- I wonder if Tom and I can take care of ourselves.
Young children can learn to give a damn about a pet.
He asked me to look after his daughter while he was away.
... girl that we have to look after, and ...