to long for; to wish for earnestly; to covet

listen to the pronunciation of to long for; to wish for earnestly; to covet
English - Turkish

Definition of to long for; to wish for earnestly; to covet in English Turkish dictionary

desire
{i} rağbet
desire
içi gitmek
desire
istemek arzu etmek
desire
ağzı sulanmak
desire
imrenti
desire
umu
desire
tul-u emel
desire
arzu etmek
desire
arzu

Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi. - She managed to get what she desired easily.

Hayatta kalma arzusu ve ölüm korkusu artistik duygulardır. - The desire to survive and the fear of death are artistic sentiments.

desire
(fiil) arzu etmek, istemek, arzulamak, dilemek; imrenmek; rica etmek, yalvarmak
desire
{i} rica etme
desire
{i} ihtiras
desire
{i} arzu, istek
desire
{i} dilek

Dilek memnuniyetsizlikten kaynaklanır. Bunu kontrol etmeye çalışın. - Desire is a source of discontent. Try to control it.

desire
{f} rica etmek
desire
özlemek
desire
{i} heves
desire
{i} tutku

Jane çikolataya olan tutkusunu durdurmalıdır. - Jane must stop giving way to her desire for chocolate.

Onun zengin olmak için bir tutkusu var. - She has a desire to be wealthy.

English - English
desire
to long for; to wish for earnestly; to covet
Favorites