Hâlâ hafif bir topallamam var.
- I still have a slight limp.
Tom'un hâlâ hafif bir topallaması var.
- Tom still has a slight limp.
Mavi spor araba durma noktasına geldi.
- The blue sports car came to a screeching halt.
Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.
- The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt.
Onlar savaşın durdurulması gerektiği konusunda aynı fikirdeydiler.
- They were unanimous that the war should be brought to a halt.
Fırtınadan dolayı trenler durduruldu.
- It was because of the storm that the trains were halted.
Sen artık topallamıyorsun.
- You're not limping anymore.
Tom topallayarak yürür.
- Tom walks with a limp.
Neden aksayarak yürüyorsun?
- Why are you walking with a limp?
Alman çoban caddeden aşağıya doğru aksayarak yürüyordu.
- The German Shepherd was limping down the street.
Tom Mary'nin aksamasıyla alay etmemeli.
- Tom shouldn't make fun of Mary's limp.
Tom hafif bir topallama ile yürür.
- Tom walks with a slight limp.
Tom'un topallaması psikosomatik.
- Tom's limp is psychosomatic.
The bomber limped home on one engine.