to leave a vehicle such as a car. (but not public transport)

listen to the pronunciation of to leave a vehicle such as a car. (but not public transport)
English - Turkish

Definition of to leave a vehicle such as a car. (but not public transport) in English Turkish dictionary

get out
çıkmak

Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi. - Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.

Tom öğleden sonra sadece evden çıkmak zorunda olduğuna karar verdi. - In the early afternoon, Tom decided that he just had to get out of the house.

get out
defol

En iyisi buradan defol. - You'd better get out of here.

Herkes, evimden defolun. - Everybody, get out of my house.

get out
açığa çıkmak
get out
(haber vb) duyulmak
get out
(sorun) çözmek
get out
gitmek

Tom buradan gitmek zorunda. - Tom has got to get out of here.

Bu şehirden gitmek istiyorum. - I want to get out of this town.

get out
ağızdan dökülmek
get out
(haber vb) yayılmak
get out
çıkarmak
get out
(söz vb) çıkmak
get out
(haber vb) dışarı sızmak
get out
çözümü bulmak
get out
doğru sonuca ulaşmak
get out
ayrılmak
get out
kaçırmak
get out
(Fiili Deyim ) 1- çıkarmak 2- (sır) sızmak , anlaşılmak
get out
(deyim) yayimlamak satisa cikarmak
get out
(deyim) kutuphaneden odunc almak. get out of sth. yapmaktan kurtulmak. get a rise out of someone [kd] birinin zayıf noktasına bastırıp kışkırtarak kızdırmak
get out
(deyim) ortaya cikmak,sizmak. get sth. out
English - English
get out

I'll get out at the end of the road and walk from there.

to leave a vehicle such as a car. (but not public transport)
Favorites