to leave; as, to skip town, to skip the country

listen to the pronunciation of to leave; as, to skip town, to skip the country
English - Turkish

Definition of to leave; as, to skip town, to skip the country in English Turkish dictionary

skip
atlamak

Ben bugünden itibaren bir hafta boyunca öğle yemeğini atlamak niyetindeyim. - I intend to skip lunch for a week starting today.

Öğün atlamak sağlıklı değildir. - It's not healthy to skip meals.

skip
atlama

Dersleri atlamayı bırakmak zorunda kalacaksın. - You're going to have to quit skipping classes.

Öğün atlamak sağlıklı değildir. - It's not healthy to skip meals.

skip
(Çevre) büyük atık haznesi
skip
{f} atla

Çocuk, çitin üzerinden atladı. - The boy skipped over the fence.

Tom o kadar meşguldü ki öğle yemeğini atladı. - Tom was so busy he skipped lunch.

skip
ip atlamak
skip
"over" ile atlamak
skip
suyun yüzünde sekmek
skip
atlayıp sıçrama
skip
{f} hoplaya zıplaya yürümek
skip
{i} zıplama

Bütün çocuklar koşmayı ve zıplamayı seviyorlar. - All children love to run and skip.

skip
{i} kaptan [spor.]
skip
{i} kova (büyük)
skip
{i} antrenör
skip
(isim) atlama, zıplama, sıçrama, kaptan [spor.], antrenör, menajer, hademe, kova (büyük), bidon, taşıma kafesi, balık sandığı
skip
{f} kırmak (okul)
skip
atlamak, başkasına geçmek
skip
{f} bir şeyleri atlayarak (başka bir konuya) geçmek; (bir konudan) (başka bir konuya) atlayarak
skip
{f} teklemek
skip
sıçrayarak
skip
{f} atlatmak
English - English
skip

Get back you flea infested mongrel.

to leave; as, to skip town, to skip the country
Favorites