to leap, bound, pass

English - Turkish

Definition of to leap, bound, pass in English Turkish dictionary

Related Terms

skip

atlamak

Öğün atlamak sağlıklı değildir. - It's not healthy to skip meals.

Bir öğün yemek atlamak size zarar vermez. - It won't hurt you to skip one meal.

skip

atlama

Bir öğün yemek atlamak size zarar vermez. - It won't hurt you to skip one meal.

Toplantıyı atlamamalıydım. - I shouldn't have skipped the meeting.

skip

(Çevre) büyük atık haznesi

skip

{f} atla

Jane cevap veremediği soruları atladı. - Jane skipped the questions she couldn't answer.

Sabah kahvaltımı atladım. - I skipped my breakfast.

skip

ip atlamak

skip

"over" ile atlamak

skip

suyun yüzünde sekmek

skip

atlayıp sıçrama

skip

{f} hoplaya zıplaya yürümek

skip

{i} zıplama

Bütün çocuklar koşmayı ve zıplamayı seviyorlar. - All children love to run and skip.

skip

{i} kaptan [spor.]

skip

{i} kova (büyük)

skip

{i} antrenör

skip

(isim) atlama, zıplama, sıçrama, kaptan [spor.], antrenör, menajer, hademe, kova (büyük), bidon, taşıma kafesi, balık sandığı

skip

{f} kırmak (okul)

skip

atlamak, başkasına geçmek

skip

{f} bir şeyleri atlayarak (başka bir konuya) geçmek; (bir konudan) (başka bir konuya) atlayarak

skip

{f} teklemek

skip

sıçrayarak

skip

{f} atlatmak

English - English

Definition of to leap, bound, pass in English English dictionary

{v} skip