Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.
- After his knee repair, he could walk without pain.
Tom uygulama sırasında sol dizini incitti, bu yüzden John oyunu yerinde oynamak zorunda kaldı.
- Tom hurt his left knee during practice, so John had to play the game in his place.
Formülleri ezberlemek yeterli değil. Onların nasıl kullanılacağını bilmen gerek.
- It's not enough to memorize the formulas. You need to know how to use them.
Dil öğrenmenin en zor kısmı kelime bilgisini ezberlemektir.
- The hardest part of learning a language is knowing the vocabulary by heart.
Tom'un seni görmekten hoşlanacağını biliyorum.
- I know Tom would love to see you.
Onu görmek istediğini Tom'un öğrenmesine izin vereceğim.
- I'll let Tom know you want to see him.
Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- I know that you're a teacher.
Mahjong oynamayı biliyor musun?
- Do you know how to play mahjong?
Bayan Hudson'un nerede yaşadığını biliyor musunuz?
- Do you know where Miss Hudson lives?
Tom Bostonda yaşayan bir adam tanıyor.
- Tom knows a man who lives in Boston.
Tom, Mary'nin yaz tatilini nerede geçirmek istediği bilmiyor.
- Tom doesn't know where Mary wants to spend her summer vacation.
Tom, Mary'nin yaz tatilini nerede geçirmek istediğini bilmiyordu.
- Tom didn't know where Mary wanted to spend her summer vacation.
... didn't I mention? I'm robot from the knee down. I lost my legs to frostbite. These are ...
... We've got to get her a new knee. ...