Döner kavşağın amacı trafiği yavaşlatmaktır.
- The purpose of a roundabout is to slow down traffic.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Lütfen daha yavaş konuşun.
- Speak slower, please.
Bu günlerde iş çok kesat.
- Business is so slow these days.
İşler gerçekten kesatlaştı.
- Business has really slowed down.
Tom golf sever ama Mary onun yavaş ve sıkıcı olduğunu düşünüyor.
- Tom likes golf, but Mary thinks it's slow and boring.
Oyun yavaş ve sıkıcıydı.
- The game was slow, and it was also boring.
Kol saatim geri kalmış olmalı.
- My watch must be slow.
Lütfen saati ayarlar mısınız. Geri kalmış.
- Will you please adjust the clock? It's slow.
Araba sürerken virajlarda yavaşlamak zorundasınız.
- When you are driving, you should slow down on corners.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Çocukluk çağında, zaman yavaş olarak geçer.
- In childhood, time passes slowly.
Geçen ay iş biraz yavaştı.
- Business was a little slow last month.
Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.
- As my watch was slow, I missed the special express.
Saatim beş dakika geri kalmış.
- My watch is five minutes slow.