Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to keep; to continue; to remain

listen to the pronunciation of to keep; to continue; to remain
English - Turkish

Definition of to keep; to continue; to remain in English Turkish dictionary

retain
{f} korumak; sürdürmek, devam ettirmek: They've retained that custom. O
retain
{f} tutmak

Biz bir avukat tutmak zorunda kaldık. - We had to retain a lawyer.

retain
aklında tutmak
retain
tutmak (avukat vb)
retain
tutmak (ısı vb)
retain
korumak

Her şeyi korumak isteyen her şeyin kaçışına izin verir. - Whoever wants to retain everything lets everything escape.

retain
ücretle tutmak (avukat vb)
retain
sızdırmamak (sıvıyı)
retain
pulla (avukat) tutmak
retain
yitirmemek
retain
tut

Biz bir avukat tutmak zorunda kaldık. - We had to retain a lawyer.

retain
{f} alıkoymak
retain
Alıkoymak, elinde bulundurmak
retain
{f} parayla tutmak
retain
elde tutulabilir
retain
(fiil) alıkoymak, tutmak, elinden kaçırmamak, unutmamak, kaybetmemek, parayla tutmak
retain
(Nükleer Bilimler) alıkoyma
retain
ücretle tutmak akılda tutmak unutmamak
retain
retainable s
retain
retaining wall istinat duvarı
English - English
retain
to keep; to continue; to remain
Favorites