to journey over; to traverse; as, to travel the continent

listen to the pronunciation of to journey over; to traverse; as, to travel the continent
English - Turkish

Definition of to journey over; to traverse; as, to travel the continent in English Turkish dictionary

travel
{f} seyahat etmek

Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz? - Would you like to travel abroad?

Seninle seyahat etmek istiyorum. - I want to travel with you.

travel
{i} yolculuk

Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı. - Steve told me the tale of his travels.

Zamanda yolculuk mümkündür. - Time travel is possible.

travel
{f} kaçmak
travel
{i} seyahat etme

Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu. - I had a chance to travel abroad.

Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir. - Traveling abroad is one of my favorite things.

travel
{f} k.dili. hızlı gitmek
travel
{f} dolaşmak

Bir yıl izin almak ve dünyayı dolaşmak istiyorum. - I want to take a year off and travel around the world.

Hayalim dünyayı dolaşmaktır. - My dream is to travel the world.

travel
belli bir alanda gidip gelmek
travel
gazlamak
travel
topuklamak
travel
gitmek

Onun seyahate gitmek için yeterli parası yok. - He doesn't have enough money to go travelling.

Gemi ile gitmek arabayla gitmekten daha uzun sürüyor. - Traveling by boat takes longer than going by car.

travel
tüymek
travel
hareket etmek
travel
geçmek
travel
dili hızlı gitmek
travel
muntazam ha
travel
{f} yolculuk etmek, seyahat etmek
travel
{f} gezmek, dolaşmak
travel
(fiil) yolculuk etmek, seyahat etmek, dolaşmak, gezmek, yol almak, işlemek, kaçmak
travel
(Nükleer Bilimler) gezinme
English - English
travel
to journey over; to traverse; as, to travel the continent
Favorites