to jounce

listen to the pronunciation of to jounce
English - Turkish

Definition of to jounce in English Turkish dictionary

snap
{f} havada kapmak
jounce
şok
jounce
zıplamak
jounce
sallamak
snap
çıt sesi
jounce
sarsma
jounce
sarsmak
jounce
{f} sars
snap
kırmak
snap
(at ile) dişlemek
snap
parmak şıklatma
snap
aceleyle yapılmış
snap
şaklama
snap
fotoğraf

Bana yolculuğu sırasında çektiği fotoğrafları gösterdi. - She showed me the snaps which she had taken during her journey.

Tom birkaç enstantane fotoğraf çekti. - Tom took a few snapshots.

jounce
salla
jounce
{i} sarsıntı
jounce
hoplatmak
jounce
(fiil) sarsmak
snap
(isim) ısırma, kopma, çat sesi, kopça, çıtçıt, anlık şey, ani şey, kolay iş, enerji, gayret, şipşak fotoğraf, zencefilli bisküvi, çarpma sesi
snap
{f} (kırbacı) şaklatmak; (sert
snap
çat

Annem çantasını çat diye kapattı. - Mother closed her purse with a snap.

Amuda kalktığımda boynum çatırdadı. - My neck snapped when I did a headstand.

snap
{f} ısırmak
snap
{f} şipşak fotoğraf çekmek
snap
{f} şaklamak
snap
birden
snap
{s} sürpriz
snap
çat diye

Annem çantasını çat diye kapattı. - Mother closed her purse with a snap.

snap
{f} şıklatmak
snap
{f} kopmak; koparmak
English - English
snap
In physics, snap or jounce is the fourth derivative of the displacement vector with respect to time, with the first, second, and third derivatives being velocity, acceleration, and jerk, respectively; in other words, the snap is the rate of change of the jerk with respect to time
To jolt; to shake, especially by rough riding or by driving over obstructions
move up and down repeatedly
A rough, jolting movement; a jolt
a sudden impact; "the door closed with a jolt"
{i} up and down movement, jolting movement, bounce, bump
{f} move up and down, bounce, jolt, bump
A jolt; a shake; a hard trot
to jounce
Favorites