to join together, chain, link, marry

listen to the pronunciation of to join together, chain, link, marry
English - Turkish

Definition of to join together, chain, link, marry in English Turkish dictionary

couple
{i} çift

Genç çift, eğlenmek için Kyoto'ya gitti. - The young couple went to Kyoto for fun.

Onlar iyi bir çifttir. - They are a good couple.

couple
{i}

Eş cinsel çiftler evlenebilmeli. - Same-sex couples should be able to get married.

Genç çifte bir hastabakıcı tarafından eşlik edildi. - The young couple was accompanied by a chaperone.

couple
{i} iki

İki bardak şarabımız vardı. - We had a couple glasses of wine.

O benden yalnızca iki yaş büyük. - He's only a couple of years older than me.

couple
kan koca
couple
karı koca
couple
iki-üç
couple
(hayvan) çiftleşmek
couple
couple çiftleş/birleş
couple
{f} bağlamak, bitiştirmek, birleştirmek
couple
a couple of dollars aşağı yukarı iki dolar
couple
(fiil) eşleştirmek, birleştirmek, çiftleştirmek, bağlamak, birleşmek; ilişkiye girmek, çiftleşmek
couple
{f} birleştirmek
couple
çift,v.birleştir: n.çift
couple
iki üç
couple
(Tekstil) kenetlemek
couple
birleşti
couple
{f} ilişkiye girmek
couple
iki eşit ve birbirine zıt kuvvet
English - English
{v} couple
to join together, chain, link, marry
Favorites