English - Turkish
Definition of to join in wedlock; to marry in English Turkish dictionary
- couple
- {i} çift
Genç çift, eğlenmek için Kyoto'ya gitti.
-The young couple went to Kyoto for fun.
Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.
-The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon.
- couple
- {i} eş
Genç çifte bir hastabakıcı tarafından eşlik edildi.
-The young couple was accompanied by a chaperone.
Eş cinsel çiftler evlenebilmeli.
-Same-sex couples should be able to get married.
- couple
- {i} iki
Ona iki mesaj bıraktım.
-I left him a couple messages.
İki bardak şarabımız vardı.
-We had a couple glasses of wine.
- couple
- kan koca
- couple
- karı koca
- couple
- iki-üç
- couple
- (hayvan) çiftleşmek
- to join in
- katılmak için
- couple
- couple çiftleş/birleş
- couple
- {f} bağlamak, bitiştirmek, birleştirmek
- couple
- a couple of dollars aşağı yukarı iki dolar
- couple
- (fiil) eşleştirmek, birleştirmek, çiftleştirmek, bağlamak, birleşmek; ilişkiye girmek, çiftleşmek
- couple
- {f} birleştirmek
- couple
- çift,v.birleştir: n.çift
- couple
- iki üç
- couple
- (Tekstil) kenetlemek
- couple
- birleşti
- couple
- {f} ilişkiye girmek
- couple
- iki eşit ve birbirine zıt kuvvet
Related Terms
English - English
Definition of to join in wedlock; to marry in English English dictionary
- couple
to join in wedlock; to marry
Hyphenation
to join in wedlock; to mar·ryPronunciation
Resimler
History
Favorites