to join, to join in common expence

listen to the pronunciation of to join, to join in common expence
English - Turkish

Definition of to join, to join in common expence in English Turkish dictionary

club
{i} kulüp

Ben, zaman zaman onunla kulüpte karşılaşırım. - I meet him at the club from time to time.

George dün kulüpteydi. - George was at the club yesterday.

club
golf sopası

O bir golf sopası ile onu öldüresiye dövdü. - She beat him to death with a golf club.

Tom'un mağazası golf sopası, top, ayakkabı ve diğer aksesuarları satmaktadırç - Tom's store sells golf clubs, balls, shoes and other accessories.

club
tokmak
club
{i} çomak
club
lokal
club
klüp

Klüp saat kaçta açılır? - What time does the club open?

Klüpten men edilmiştir. - He has been barred from the club.

club
değnek

1986'ya kadar İngiltere'nin okullarında, çocukları kemerlerle, değneklerle ve sopalarla cezalandırmak yasaldı. - Until 1986, in the schools of England, it was legal to punish children with belts, sticks, and clubs.

club
dernek
club
club steakufak
club
{f} coplamak; sopalamak
club
{f} toplanmak
club
{i} sopa, çomak; cop
club
{f} sopalamak
club
{f} katılmak

Hangi kulübe katılmak istersiniz? - Which club do you want to join?

Masaru İngiliz Kulübüne katılmak istiyor. - Masaru wants to join the English Club.

club
{f} dipçiklemek
club
iskambil sinek
club
kulü

Önceki gün, seni bir striptiz kulübünde gördüm. - I saw you in the strip club the day before yesterday.

O, futbol kulübünün üyesidir. - He belongs to the soccer club.

club
{i} sinek (iskambil)
club
peynir ve domates konarak yapılan üç dilim ekmek
club
{i} isk. sinek, ispati
English - English
{v} club