to issue forth, as water from the earth; to flow; to spring

listen to the pronunciation of to issue forth, as water from the earth; to flow; to spring
English - Turkish

Definition of to issue forth, as water from the earth; to flow; to spring in English Turkish dictionary

well
{f} fışkırmak
well
şey!

Bizimle her şey iyidir. - Everything is well with us.

Bir şeye odaklan ve onu iyi yap. - Focus on one thing and do it well.

well
hokka
well
haklı olarak
well
boşluk
well
fışkırıp akmak
well
su kuyusu
well
yerinde

Dediklerine göre ev sahibinin zamanında hali vakti yerindeymiş. - They say the landlord used to be well off.

O günlerde ailemin hali vakti yerindeydi. - My family was well off in those days.

well
{ü} öyleyse

Öyleyse siz de bu kursu takip etmeyi planlıyorsunuz. - So you're planning to follow this course as well!

Peki, öyleyse, yapmamı istiyorsan onu yaparım. - Well, then, if you want me to I'll do it.

well
iyice

Ellerinizi iyice yıkayın - Wash your hands well.

Almadan önce arabayı iyice incelemelisin. - You should inspect the car well before you buy it.

well
elverişli
well
{ü} Pekâlâ!/Ya!/Hayret!/Olur şey değil!/Sahi!/Eh!/Haydi!
well
(Askeri) HAVA ÖNLEMESİNDE "BELİRTİLEN CİHAZLAR İYİ ÇALIŞIYOR " ANLAMINDA BİR KOD
well
sıhhatli
well
tamamen

Onun ailesi tamamen çok iyidir. - His family are all very well.

Tom tamamen iyi bir şekilde anlayabiliyor. - Tom can understand perfectly well.

well
z. (bet.ter, best)
well
{s} iyi durumda

Tom hâlâ iyi durumda. - Tom is still doing well.

O bu işe başladığından beri oldukça iyi durumda. - He has been well off since he started this job.

well
sıhhatça iyi
well
{i} kuyu: artesian well artezyen kuyusu, artezyen. oil well petrol kuyusu
well
{ü} peki

Peki, beni ikna ettiniz. - Well, you've convinced me.

Peki, belirsizliğin ekonomik faturası ne olacak? - Well, what about the economic price to be paid due to uncertainty?

English - English
well
to issue forth, as water from the earth; to flow; to spring
Favorites