Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to interweave items. (lacing one's fingers together)

listen to the pronunciation of to interweave items. (lacing one's fingers together)
English - Turkish

Definition of to interweave items. (lacing one's fingers together) in English Turkish dictionary

lace
{i} bağcık

Tom ayakkabıları için yeni bağcıklar aldı. - Tom bought new laces for his shoes.

Affedersiniz, bağcıklarınız çözülmüş. - Excuse me, your laces are untied.

lace
{f} bağlamak
lace
birleştirme
lace
(Tekstil) oya işi
lace
bağlama
lace
renklerle çizgilemek
lace
{f} bağla

Tom ayakkabı bağlarını bağladı. - Tom tied his shoe laces.

Mary çizmelerini bağladı. - Mary laced up her boots.

lace
(hafif bir içkiye) az miktar sert içki katmak
lace
bağla(mak)
lace
sırma/dantel/ip/kordon
lace
dövmek
lace
(isim) dantel, oya, şerit, bağ, bağcık
lace
korse kaytanını çekerek beli sıkıştırmak
lace
şiddetle azarlamak
lace
{i} oya

İrlanda oya işleriyle meşhurdur. - Ireland is famous for lace.

lace
{f} bağlanmak
lace
{f} süslemek
lace
(Tekstil) dantel, dantela; şerit, sırma
lace
{f} (ayakkabıya) bağlarını geçirmek
English - English
lace
To interweave items. (lacing ones fingers together)
lace