to interpose; as, to intervene to settle a quarrel

listen to the pronunciation of to interpose; as, to intervene to settle a quarrel
English - Turkish

Definition of to interpose; as, to intervene to settle a quarrel in English Turkish dictionary

intervene
{f} araya girmek
intervene
{f} arada olmak
intervene
(Askeri) Müdahele etmek
intervene
(in ile) araya girmek
intervene
karışmak
intervene
müdahale

Birleşmiş Milletler, anlaşmazlığa müdahale etmek için birlik gönderdi. - The United Nations sent troops to intervene in the conflict.

Onlar müdahale etmeyecek. - They won't intervene.

intervene
müdahale et

Müdahale etmek istemiyorum. - I don't want to intervene.

Onlar müdahale etmeyecek. - They won't intervene.

intervene
olaylar arasında oluşmak
intervene
müdahale etmek

Birleşmiş Milletler, anlaşmazlığa müdahale etmek için birlik gönderdi. - The United Nations sent troops to intervene in the conflict.

Müdahale etmek istemiyorum. - I don't want to intervene.

intervene
{f} in -e karışmak
intervene
{f} aracılık etmek
intervene
intervention aracılık
intervene
karışma

Onlar başka bir devletin iç işlerine karışmamalıdır. - They shouldn't intervene in the internal affairs of another state.

Onlar başka bir ülkenin iç işlerine karışmamalılar. - They should not intervene in the internal affairs of another country.

intervene
dava dahili olmak
intervene
{f} nüfuzunu kullanmak
intervene
düzeltme maksadıyle araya girmek
intervene
(fiil) geçmek, arada olmak, araya girmek, aracılık etmek, karışmak, nüfuzunu kullanmak
intervene
(Kanun) davaya müdahale etmek
English - English
intervene
to interpose; as, to intervene to settle a quarrel
Favorites