to interest or engage one's self; to have to do; in a good sense

listen to the pronunciation of to interest or engage one's self; to have to do; in a good sense
English - Turkish

Definition of to interest or engage one's self; to have to do; in a good sense in English Turkish dictionary

meddle
karışmak

Ben karışmak istemedim. - I didn't mean to meddle.

meddle
{f} burnunu sokmak
meddle
meddlerherkesin işine karışan kimse
meddle
karış

Tom her zaman kendini ilgilendirmeyen işlere karışır. - Tom always meddles in affairs that do not concern him.

Diğer insanların işine karışmayın. - Don't meddle in other people's affairs.

meddle
müdahale, burnunu sokmak
meddle
her şeye burnunu sokan kimse
meddle
meddlesomeişe karışan
meddle
başkasının işine burnunu sokmak
meddle
meddle somenessbaşkalarının işine burnunu sokma eğilimi
meddle
vazifesi olmadığı yerde araya girmek
meddle
karışmak (birisinin işine)
English - English
meddle
to interest or engage one's self; to have to do; in a good sense
Favorites