Tom ona özel ders vermemi istiyor.
- Tom wants me to coach him.
Antrenör bana bazı tavsiyeler verdi.
- The coach gave me some advice.
Antrenör Bob'ı iyi bir oyuncu olarak düşünüyor.
- The coach considers Bob a good player.
Hikaye hem ilginç hem de öğretici.
- The story is at once interesting and instructive.
Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.
- My driving instructor says I should be more patient.
İnsanlara öğretmek için hayvanları kullanırım.
- I use animals to instruct people.
İyi bir koç oyuncularına bir baba gibidir.
- A good coach is like a father to his players.
Koç ona biraz iyi tavsiye verdi.
- The coach gave him some good advice.
O, posta arabasını soydu.
- He robbed the mail coach.
Ben bir koç çalıştırmak istiyorum.
- I wanted to hire a coach.
Tom'da iyi bir eğitmen.
- Tom is also a good instructor.
Tom serbest paraşütçü eğitmeni.
- Tom is a skydiving instructor.
Listen carefully when someone instructs you to assemble.