to influence; to affect; to have an impact on

listen to the pronunciation of to influence; to affect; to have an impact on
English - Turkish

Definition of to influence; to affect; to have an impact on in English Turkish dictionary

impact
{i} etki

Amacım Emmet'in teorisinin biyolojiye olan etkisini araştırmak değildir. - It is not my purpose to investigate the impact of Emmet's theory on biology.

Tom Batılı yaşam tarzı ile ilgili çevresel etkileri anlamıyor. - Tom doesn't understand the environmental impacts associated with a Western lifestyle.

impact
vuru
impact
(Tıp) impakt
impact
güçlü etki
impact
etkileme
impact
etki/darbe
impact
çarpma şiddeti
impact
{i} şok
impact
(Tıp) Sıkıştırmak, hareketine main olacak şekilde bastırmak
impact
{i} çarpma
impact
(Askeri) VURUŞ, VURMA: Bir mermi veya bombanın hedefe veya yere çarpması
impact
(Tıp) Ani çarpışma, hızla vuruşma
impact
{f} sıkıştırmak, pekiştirmek
impact
{f} pekiştirmek
impact
etki, vuruş
impact
impact crater gök taşının çarpmasıyle açılan krater
impact
{i} çarpışma
impact
{i} darbe

Darbe için kendinizi güçlendirin. - Brace yourselves for impact.

English - English
impact
to influence; to affect; to have an impact on
Favorites