O tembel olmaya eğimlidir.
- He is inclined to be lazy.
Fadıl, Leyla'yı Rami'nin cesedini ortadan kaldırmaya zorladı.
- Fadil forced Layla to help dispose of Rami's body.
Fadıl cesedi ortadan kaldırmaya çalıştı.
- Fadil tried to dispose of the body.
O, kızmaya eğilimlidir.
- He is inclined to get mad.
Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.
- Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.
Biz bu gerçeği unutmaya meyilliyiz.
- We are inclined to forget this fact.
Durgun olan çocuk bir hayal dünyasında yaşamaya daha meyillidir.
- The inactive child is far more inclined to live in a world of fantasy.
Over the centuries the wind made the walls of the farmhouse incline.