Stajyer, görevin yüküne dayanamadı.
- The trainee could hardly bear the burden of the task.
Yarına kadar görevi gözden geçirmeliyim.
- I must go through the task by tomorrow.
O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.
- Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
O, iş için uygun değil.
- He is not up to the task.
Bir ülkeyi yönetmek kolay bir iş değildir.
- To rule a country is not an easy task.